Geleceğin Engelsiz Konutları

Akıllı Bina 2288+ kez okundu.
 

Geleceğin Engelsiz Konutları

Sağlıklı bir insanın gündelik hayatında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerinde doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yapamayan  kişiler "engelli birey" olarak tanımlanıyor. Dünya üzerinde 600 milyon engelli yaşadığı biliniyor. Bu sayının ülkemizde 9 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. Aslında yaşlı bireylerin de engellilerle benzer sorun ve ihtiyaçları olduğu düşünürsek, bu sayının çok daha fazla olduğu da bir gerçek.   Engellilerin toplumsal uyum, gündelik hayata katılım, olası psikolojik sorunlar ve daha bir çok konuyla mücadele içinde olduklarını tahmin etmek pek zor değil. Peki yaşadığımız çevre ve mekanlar ne ölçüde bu önemli nüfusu tatmin edecek şekilde tasarlanıyor hiç düşündünüz mü? Geçtiğimiz 3 aralık Dünya Engelliler Günü'ydü. Bu çerçevede gerçekleştirilen kimi organizasyonlar ve toplantılar oldu.   Bunlardan biri de Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi'nde 30 Kasım-3 Aralık günleri arasında düzenlenen Engelsiz Yaşam Fuarı oldu. Fuar; engelli, yaşlı ve bakıma muhtaç bireylerin kendileri için gerekli olan ürün, teknoloji ve hizmetlere daha kolay ulaşmalarını sağlamayı hedefliyordu. Yıllar içinde bu konuda epey yol katedildiğini görmek sevindirici ama daha yapılacak çok şey olduğu kesin. Fuar bana yıllar önce engelli bir müşterim için tasarladığım iç mekanları ve özellikle de mutfağı anımsattı. Müşterim elbette önce bana yaşadığı sorunları aktardı. Yaptığımız bu ön çalışmanın sonunda engelli bir bireyin en önemsediği konunun diğer bireylere bağımlı olmadan yaşamak isteği olduğunu anladım.   O yıllarda engelliler için özel olarak üretilmiş ürün, malzeme ve mekanizmalar çok yetersizdi. Dolayısıyla bir çoğunu tasarlayıp imal ettirmem gerekmişti. Sonuçta konutun içinde yaşanan problemleri dikkatli bir çalışmayla en aza indirmek mümkün oldu. Birlikte çalışarak ulaştığımız konforlu mekan karşısında gözlerinin içi gülen müşterimle geçirdiğim bu süreç meslek hayatımın unutulmazları arasındadır. Günümüzde artık engelsiz çevre ve engelsiz binalar üretmek sanıldığı gibi maliyeti artıran bir kavram değildir. Aslında konu tamamen tasarlamakla ilgilidir. Bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu konudaki ölçü ve kavramlar mimarlara bir tavsiye niteliğinde. Bırakınız büyük ölçekli konut alanlarını, kamu binalarında bile TSE'nin hukuki bir yaptırımı yok. Ne var ki bunu talep eden bilinçli kitle giderek artıyor. Dolayısıyla kaçınılmaz olarak bu türden akıllı çözümler sunan binalar tercih sebebi olacak ve üretimi de artacaktır. Toplu kullanım alanlarını konunun dışında bırakıp iç mekana odaklanırsak engellilerin en fazla sorun yaşadığı mekanların başında banyolar geliyor.   Çok sayıda makine ve alet kullanımı bulunduğu için mutfaklar da en az banyolar kadar önemli. Depolama ve bu depolara ulaşım sorunu da cabası elbette. Neyseki artık asansörlü dolaplar, kayar, katlanır sistemler imdada yetişiyor. Günümüzde akıllı telefonlar üzerinden kullanılan uygulamalar sayesinde hazırlanan uzaktan yönetim olanakları, imdat düğmeleri engellilerin yaşamına konfor getiriyor. İç mekanda her türlü sorunu çözmek daha kolay gibi görünüyor. "Sorun dışarı çıktığımızda başlıyor" diyor bir engelli... "nedense görünmez insana dönüşüyoruz sokakta" Galiba sorunları görmezden gelerek çözmek gibi bir alışkanlığımız var milletçe. Aslında her birimizin her an birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan yaşamamız gerekiyor. Farkındalığımızın artması dileğiyle, NOT: Yukarıdaki karikatür, 2016 yılında Bornova Belediyesi tarafından engelliler haftası için düzenlenen karikatür yarışmasında ödül almış eserlerden biridir.

Sağlıklı bir insanın gündelik hayatında kendi kendine yapması gereken işleri, bedensel veya ruhsal yeteneklerinde doğuştan ya da sonradan ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yapamayan  kişiler "engelli birey" olarak tanımlanıyor. Dünya üzerinde 600 milyon engelli yaşadığı biliniyor. Bu sayının ülkemizde 9 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. Aslında yaşlı bireylerin de engellilerle benzer sorun ve ihtiyaçları olduğu düşünürsek, bu sayının çok daha fazla olduğu da bir gerçek.

 

Engellilerin toplumsal uyum, gündelik hayata katılım, olası psikolojik sorunlar ve daha bir çok konuyla mücadele içinde olduklarını tahmin etmek pek zor değil. Peki yaşadığımız çevre ve mekanlar ne ölçüde bu önemli nüfusu tatmin edecek şekilde tasarlanıyor hiç düşündünüz mü? Geçtiğimiz 3 aralık Dünya Engelliler Günü'ydü. Bu çerçevede gerçekleştirilen kimi organizasyonlar ve toplantılar oldu.

 

Bunlardan biri de Yeşilköy İstanbul Fuar Merkezi'nde 30 Kasım-3 Aralık günleri arasında düzenlenen Engelsiz Yaşam Fuarı oldu. Fuar; engelli, yaşlı ve bakıma muhtaç bireylerin kendileri için gerekli olan ürün, teknoloji ve hizmetlere daha kolay ulaşmalarını sağlamayı hedefliyordu. Yıllar içinde bu konuda epey yol katedildiğini görmek sevindirici ama daha yapılacak çok şey olduğu kesin. Fuar bana yıllar önce engelli bir müşterim için tasarladığım iç mekanları ve özellikle de mutfağı anımsattı. Müşterim elbette önce bana yaşadığı sorunları aktardı. Yaptığımız bu ön çalışmanın sonunda engelli bir bireyin en önemsediği konunun diğer bireylere bağımlı olmadan yaşamak isteği olduğunu anladım.

 

O yıllarda engelliler için özel olarak üretilmiş ürün, malzeme ve mekanizmalar çok yetersizdi. Dolayısıyla bir çoğunu tasarlayıp imal ettirmem gerekmişti. Sonuçta konutun içinde yaşanan problemleri dikkatli bir çalışmayla en aza indirmek mümkün oldu. Birlikte çalışarak ulaştığımız konforlu mekan karşısında gözlerinin içi gülen müşterimle geçirdiğim bu süreç meslek hayatımın unutulmazları arasındadır. Günümüzde artık engelsiz çevre ve engelsiz binalar üretmek sanıldığı gibi maliyeti artıran bir kavram değildir. Aslında konu tamamen tasarlamakla ilgilidir. Bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de bu konudaki ölçü ve kavramlar mimarlara bir tavsiye niteliğinde. Bırakınız büyük ölçekli konut alanlarını, kamu binalarında bile TSE'nin hukuki bir yaptırımı yok. Ne var ki bunu talep eden bilinçli kitle giderek artıyor. Dolayısıyla kaçınılmaz olarak bu türden akıllı çözümler sunan binalar tercih sebebi olacak ve üretimi de artacaktır. Toplu kullanım alanlarını konunun dışında bırakıp iç mekana odaklanırsak engellilerin en fazla sorun yaşadığı mekanların başında banyolar geliyor.

 

Çok sayıda makine ve alet kullanımı bulunduğu için mutfaklar da en az banyolar kadar önemli. Depolama ve bu depolara ulaşım sorunu da cabası elbette. Neyseki artık asansörlü dolaplar, kayar, katlanır sistemler imdada yetişiyor. Günümüzde akıllı telefonlar üzerinden kullanılan uygulamalar sayesinde hazırlanan uzaktan yönetim olanakları, imdat düğmeleri engellilerin yaşamına konfor getiriyor. İç mekanda her türlü sorunu çözmek daha kolay gibi görünüyor. "Sorun dışarı çıktığımızda başlıyor" diyor bir engelli... "nedense görünmez insana dönüşüyoruz sokakta" Galiba sorunları görmezden gelerek çözmek gibi bir alışkanlığımız var milletçe. Aslında her birimizin her an birer engelli adayı olduğumuzu unutmadan yaşamamız gerekiyor. Farkındalığımızın artması dileğiyle, NOT: Yukarıdaki karikatür, 2016 yılında Bornova Belediyesi tarafından engelliler haftası için düzenlenen karikatür yarışmasında ödül almış eserlerden biridir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.