Zuhal Nakay
Köşe Yazarı
Zuhal Nakay
 

2024 Yılında Mimarlar İçin 8 İlham Verici Öneri

Mesleğimizle ilgili olarak çokça karşılaştığımız bir başlık olduğundan, Architizer’in blog kategorisinde yayımlanan Samantha Frew imzalı makale ilk başta fazla ilgimi çekmedi. Ancak içeriğine kısaca bir göz atayım derken karşılaştığım proje çizimiyle adeta “büyülendim”.  Son zamanlarda gördüğüm en iyi ve “hassas” bilgisayar çizimi diye içimden geçirirken, ikinci beklenmedik bir sürprizle daha karşılaştım ve verilen bilgilerin gerçekten de ilham verici olduğuna karar vererek, özellikle de genç meslektaşlarımla paylaşmak istedim. *Unsupervised: Refik Anadol by Refik Anadol Studio, Office Winner, A+Vision Awards 2023, Visualization, Ai Assisted Visualization. (bkz. https://winners.architizer.com/2023/Vision/visualization/ai-assisted-visualization/) Alt başlıkta, bazıları bu önerileri sevebilir, bazıları nefret edebilir, bazıları uygulamak için haftalarını verebilir, bazıları da 7 Ocak itibarıyla unutabilir denilmiş. Bu açıdan en azından tarih itibarıyla son kategoride yer almayacağımız belli oldu diyebiliriz. Yazar, yeni yıla yönelik dileklerle ilgili 4.000 yıl öncesindeki Babil’e atıfta bulunurken, binlerce yıl sonra bile yeni yıl girmenin eski alışkanlıklardan vazgeçmek ve yeni başlangıçlarda bulunmak için iyi bir fırsat olduğunu belirtmiş. Bu nedenle Architizer’in aşağıda yer alan ve küçük değişimler içeren sekiz pratik önerisi, 2024 yılını daha iyi değerlendirmenin ve belki de daha iyi bir mimar olabilmenin yolunu açabilir diye de eklemiş.   1- Daha Çok Okuyun Robarts Library Reading Room by Superkül, Toronto, Canada. Photograph by doublespace photography inc. Jury Award Winner, 11th Annual A+Awards, Institutional, Educational Interiors. (bkz. https://architizer.com/projects/robarts-library-reading-room/) Konuyla ilgili olarak, Superkül ofisi tarafından tasarlanan ve kurumsal/eğitim iç mekânları kategorisinde, 11th Annual A+Awards/Jüri Özel Ödülü’nü alan “Robarts Library Reading Room” (Robarts Kütüphanesi Okuma Odası) projesine yer verilmiş. Yaratıcılığınız bu kadar mı deyip, lütfen hemen sekmeyi kapatmayın. Daha çok okumayı önermemizin nedeni, birçok insanın buna niyetlenmesi ancak kimsenin yerine getiremiyor olmasındandır. Her gün Instagram ve TikTok’ta birçok altyazı okuyor olmak bu gerçeği değiştirmiyor, bu nedenle “2024 – Daha Çok Okuyun” son derece yerinde bir öneridir diye yazmışlar. Benim de öğrendiğime göre, internette “hap” şeklinde verilen yazıları okumak zihni tembelleştirerek makale veya kitap gibi uzun metinlere odaklanmayı zorlaştırıyor. Oysa bir konuyu derinlemesine öğrenmenin başka yolu yok. Ayrıca zaman ayırarak ve sindirerek okumanın halen en güzel dinlenme şekli olduğuna inanıyorum. Neden bir kitap kulübü kurmuyor veya var olana üye olmuyorsunuz sorusu yöneltilirken, mimarlık kitaplarına ağırlık verebileceğiniz gibi arada teknoloji, tarih veya bilimkurgu konularını da tercih edebilirsiniz demişler. Bu açıdan YEM Kitapevi gerçekten de doğru adres olabilir. Yazıda kitap kulüplerindeki kurabiyelerin cazibesinden bahsedildiğinden, YEM'in Kadıköy mağazasında da çay ve kahve ikramı olduğunu hatırlatmak isterim.   2- Daha Çok Çizin The Last Resort by Nikhita Sivakumar, Student Winner, A+Vision Awards 2023, Drawing, Hand Drawn Drawing. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/drawing/hand-drawn-drawing/) Ve geldik başlıkta bahsettiğim o “büyüleyici” proje çizimine. Bilgisayarların bu kadar “hassas” çizmesine şaşırmıştım, ancak bunun neden böyle olduğunu öğrenince daha da şaşırdım; çünkü proje tümüyle el çizimi ve bana göre onu böylesi “sanatsal” kılan da bu yönü. İnsanın her bir kalp atışının, nefes alışının ince titreşimlerinin çizimlere yansıdığını ve onlara ayrı bir şiirsellik kattığını düşünenlerdenim. Mimar olmanın da halen o beceriye sahip olmayı gerektirdiğine inanıyorum. Nikhita Sivakumar tarafından çizilen “The Last Resort” (Son Sığınak) projesi, çizim/el çizimi kategorisinde, A+Vision Awards 2023/Öğrenci Birincilik Ödülü’nü kazanmış. Bu gibi çizimler tabii ki çok büyük bir el emeği ve sabır gerektiriyor. Makalede, el çiziminin bir beceri olduğu, bazılarının buna doğuştan yatkınlık gösterirken diğerlerinin daha çok pratik yapması gerektiği belirtilmiş. Bu nedenle çizimlerinizi iyileştirmek, gölgelendirmelerinizi keskinleştirmek ve taramalarınızı geliştirmek istiyorsanız, yıl sonuna kadar bir eskiz defterini spontane mimari karamalarınız, düşünceleriniz ve gözlemlerinizle doldurun diye tavsiye edilmiş. Eğer eskiz defterini her yere yanınızda taşımak zor geliyorsa, geleneksel kâğıt yerine karamalarınız için peçete, duvar veya muz kabuğu gibi özgün araçlar da kullanabilirsiniz, böylece yıl boyunca gösterdiğiniz gelişmeyi belgeleyen değerli bir “çöp” biriktirmiş olursunuz. Bu sizi büyük bir ihtimalle yeni bir Le Corbusier yapmayacaktır, ancak her ikisi de el çizimi becerilerinizi geliştirmek için harika bir yöntemdir demişler. Kendi deneyimlerimden yola çıkacak olursam: Açık havada kara kalem çizimler, ister bina ister doğa olsun, özellikle perspektif ve ölçek algısını çok güçlendiriyor ve ileride yoğun iş ve yetişkin yaşamınızda bunlara zaman ayıramadığınızda, çok değerli birer hatıra olarak duvarlarınız süsleyebiliyor. Hemen de sanat eseri ortaya çıkarmaya çalışmayın, en yalın haliyle çizdikçe elinizle birlikte çizim hızınızın da tahmininizden çok daha hızlı geliştiğini göreceksiniz. Günümüzde bilgisayarla çizmeye devam ediyor olsanız da, el çizimleriyle güçlenen mekân algınızın projelerin tasarım aşamasına büyük katkısı olacaktır.   3- Daha Çok Gezip Görün Francisco Tirado – Cobe Architects, Studio Winner, A+Vision Awards 2023, Best Of The Year, Architectural Photographer Of The Year. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/best-of-the-year-2/architectural-photographer-of-the-year/) Daha çok gezip görün önerisi altında, A+Vision Awards 2023/Yılın Mimarlık Fotoğrafçısı Ödülü’nü kazanan Cobe Architects ofisinden Francisco Tirado’nun Danimarka’nın hızlı değişen hava koşullarında çektiği fotoğrafı kullanmışlar. Yazıda doğru olarak belirtildiği gibi, daha çok gezip görmek her zaman daha çok para harcamak veya daha çok geziye çıkmak anlamına gelmiyor. Gezip görmek, yakın çevrenizi daha iyi algılamak, yaşadığınız şehri turist gibi keşfetmek anlamına da gelebiliyor. Devamında ise, yürüyüşe çıkın ve çevrenizdeki mimarlığın tarihini keşfedin, hatta bir adım ileri gidip henüz görmediğiniz veya bir daha görmek istediğiniz binaların listesini ve rotasını oluşturun. Bunu yaparken, her hafta size ilham veren en az bir binanın, malzemenin veya mimari detayın fotoğrafını çekerek fotoğrafçılık yeteneklerinizi geliştirin. Böyle yaparak sonunda 52 adet fotoğrafla 2024 yılının zaman çizelgesini oluşturabilir ve belki de Architizer 2024 A+Awards ödüllerinden birini kazanabilirsiniz demişler. Neden olmasın, hele ki İstanbul gibi keşfetmekle bitmeyen bir dünya metropolü söz konusuysa?   4- İlham Alın İlham verici yeni kaynaklar bulmak, yıl boyunca sürdürülmesi gereken bir çabadır. Bu nedenle size böylesi yaratıcı bir ivme kazandıracak bir karar almanın sırası gelmiş olabilir diye yazmışlar. Önümüzdeki yılın her bir ayı için bir ülke seçin ve bu ülkeyle ilgili mimarlık mirasını, en tanınmış stillerini veya en ünlü mimarlarını öğrenmeyi kendinize vazife edinin diye önerirken, yıllık olarak yayımlanan Architizer: The World’s Best Architecture mimarlık rehberini de tavsiye etmişler. Bu rehberi okuyarak, 2024 yılının sonunda global mimarlık dağarcığınızın her mimarlık ofisiyle yarışacak duruma geldiğini görebilir ve projelerinizin ne kadar geliştiğine şaşırabilirsiniz demişler. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışılabilir, ancak yıllık mimarlık rehberinin çok ilginç projeler içerdiği kesin. Eğer uluslararası mimarlık dağarcığı gözünüze fazla kapsamlı ve büyük geliyorsa, alfabetik sırayı takip ederek atriyum ve balkonlardan başlayarak kirişler ve sütunlar vb. ile de devam edebilirsiniz. Bu tasarım ufkunuzu genişletecek daha kolay ve basit bir yöntem olabilir, ayrıca konuları istediğiniz kadar geniş veya derin tutma imkânı da sağlayabilir demişler.  Kendi adıma, özellikle Linkedin ve Instagram gibi platformlarda hem yerel hem de uluslararası alandaki zengin mimarlık yayınları yelpazesinden fazlasıyla yararlanıyorum. Birçok tanınmış mimarlık ofisinin güncel çalışmalarını da bu yolla takip etmeniz mümkün. Gerçekten de son derece ilham verici projelerle karşılaşıyorsunuz.   5- Daha Yeşil/Çevreci Tasarlayın Eucalyptus Society Garden by SWA GROUP/Los Angeles, Guangzhou, China. Popular Choice Winner, 11th Annual A+Awards, Public Parks & Green Spaces. (bkz: https://architizer.com/projects/eucalyptus-society-garden/) Bu başlık altında, SWA GROUP/Los Angeles tarafından tasarlanan, halka açık parkalar ve yeşil alanlar kategorisinde, 11th Annual A+Awards/En Çok İlgi Gören Proje Ödülü’nü kazanan Çin, Guangzhou’daki “Eucalyptus Society Garden” (Okaliptüs Derneği Bahçesi) projesine yer vermişler. Yine son derece etkileyici ve yakından incelenmeye değer bir proje. Artan çevre ve israf bilincinin yanı sıra akıllı tasarımlarla gezegenimizi ve üzerindeki canlıları korumak adına daha yeşil/çevreci projeler tasarlamanın, 2024 yılı itibarıyla genelde tüm mimarların hedefleri arasında yer aldığı belirtiliyor. Bunun nasıl olacağı sorusunun cevabı olarak da her projede en az bir adet sürdürebilir tasarım elemanına yer verilmesi öneriliyor. Bunun için geri dönüştürülmüş malzemeden olduğu kadar yenilikçi enerji tasarruflu ürünlerden de yararlanabilirsiniz deniliyor. Buradaki püf noktası, asıl teklifinizin üzerine ve onun ötesine bir teklifte bulunmanızdır, bu şekilde etkinizi artırabilirsiniz; önce bir öneride bulunun ve duruma göre devamını getirin diye tavsiye ediliyor. Eğer para cezası olmadan değişemeyenlerdenseniz, kullandığınız her sürdürülür olmayan malzeme için sembolik bir miktar para cezası uygulayın kendinize. Bu seçimleriniz hakkında kendinizi sorumlu tutmanın en iyi yoludur, ayrıca yılın sonunda biriken parayla anlamlı bir bağış yapma imkânınız da olur diye esprili bir öneride de bulunmuşlar. Gerçeklere dönecek olursak, mimarların bağlı kalmak zorunda olduğu bir bütçe var. Buna karşın çevre dostu sürdürülebilir birçok malzeme veya ürün yüksek fiyatlı olabiliyor. Uzun vadede sürdürülebilirlik açısından getirisi olsa da, işveren veya proje sahibini daha pahalı bir çözüme ikna etmek kolay değil. Bu nedenle ancak yönetmeliklerle yasal olarak zorunlu kılınan, doğru şekilde denetlenen ve devlet teşvikiyle desteklenen bir yaklaşım gerçekçi, kapsayıcı ve kalıcı olabilir.   6- Geleceğe Hazır Olun Silk & Stone by Mohammad Qasim Iqbal. Student Winner, A+Vision Awards 2023, Visualization, Ai Assisted Visualization. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/visualization/ai-assisted-visualization/) Söz konusu gelecek olunca, doğal olarak hemen yapay zekâ devreye giriyor ve mimarlıkla ilgili en güzel örnekleri de sanal gerçeklik çalışmaları sunuyor. Bunlardan bir tanesi yapay zekâ destekli görselleştirme kategorisinde, A+Vision Awards 2023/Öğrenci Birincilik Ödülü’nü kazanan Muhammed Kasım İkbal’in “Silk & Stone” (İpek ve Taş) adlı tasarımı. El çizimi projeden sonra beni “büyüleyen” ikinci proje de bu oldu. Kapak resminde kullandığım Refik Anadol’un “Unsupervised” adlı çalışması da aynı kategoride Ofis Birinciliği Ödülü’nü kazanmış. Makalede yer almasa da, burada yer vererek tanıtmak istedim.  Altyazıda verdiğim link üzerinden, ödüller sayfasında yan yana yer alan bu iki tasarım ile ilgili daha detaylı bilgi edinmeniz mümkün. Makalede, geleceğin yadsınamaz şekilde gerçekleştiğini ve onunla birlikte hayatımıza giren yapay zekâ ve sanal gerçeklik benzeri tüm kavramların da kalıcı olduğunu; bu nedenle, bu yıl için belirleyeceğimiz hedeflerin tanık olduğumuz olağanüstü değişikliklere hazırlanmamıza ve ön saflarda yer almamıza yardımcı olabileceğini belirtmişler. İlk adımı sanal gerçeklikle atabilirsiniz. Sanal gerçeklikle ister müşteri sunumları hazırlayın ister sanal inşaatı keşfedin, ancak ne olursa olsun artık iki boyutlu düzlemde çalışmaktan vazgeçerek sanal dünyaya dahil olun. Modellerinizi hazırlarken sadece eğlenmekle kalmayacaksınız, alan planlamasının anlaşılmasını bu denli kolaylaştırdığınız için müşterileriniz size teşekkür edecektir diye yazmışlar. Ya da yapay zekâ konusunda kendinizi geliştirebilir, yapay zekânın ne olduğunu ve mimar olarak size nasıl yardımcı olabileceğini öğrenebilir ve bununla ilgili olarak farklı kaynaklardan (örn. Podcasts Practice of Architecture/Evelyn Lee, ChatGPT for Architects Masterclass/Nicita Morell) yararlanabilirsiniz demişler.  “İpek ve Taş” adlı sanal gerçeklik tasarımına geri dönecek olursak, İstanbul gibi birbirinden değerli tarihi mekânlar barındıran bir kentin olağanüstü güzel bir fon oluşturduğunu ve bu konuda muhteşem çalışmalara eşlik edebileceğini düşünüyorum.   7- Daha Alçak Gönüllü Olun Kaynak: turkiyemimarisi, İTÜ Mimarlık Fakültesi (Taşkışla)109 No’lu Konferans Salonu (70’ler). Bu bölüm ilginç bir saptamayla başlıyor: Mimarlar ve tasarımcılara sıklıkla sektörlerinin karmaşık, ayrıcalıklı ve erişilmez olduğu söylenir. Bazı durumlar için bu geçerli bir eleştiridir.  O açıdan bu yıl bazı şeyleri daha basite indirgemek için iyi bir fırsat olabilir. Uzayan diyaloglar ve mimari jargon yerine kendinizi doğrudan ve net bir şekilde ifade etmeyi öğrenin. Günün sonunda, insanların ne dediğinizi gerçekten de anladığında işinizin de geliştiğini görebilirsiniz diye yazmışlar. Devamında ise bu yorum yer alıyor: Ancak bu konuda herhangi bir sorun yaşamıyorsanız, hırslı fikirlerinizi dizginlemeye ne dersiniz? Çoğu zaman sınırları aşmaya meyilliyizdir. Dürüst olmak gerekirse, bu işin eğlencesinin bir parçasıdır da. Camdan sütunların ve altın kirişlerin de zamanı ve yeri vardır. Ancak bu konuda gereksiz hırs yapan mimarlardan biri olduğunuza karar verirseniz, bu yıl kendinizi dizginlemeye ve kimsenin istemediği misafir banyosunun üç kat yüksekliğindeki tavanlarının gerekliliğini tartışmak yerine, değerli zamanınızı kendinize ayırmaya ne dersiniz? Doğrusu, ilginç bir soru. Biraz farklı ifade edilmiş, ancak mimarların egosuna gönderme yapılmış gibi. 80’li yılların başlarındaki öğrencilik yıllarımızda, Cuma günleri en son ders saatinde, merhum hocamız Prof. Gündüz Özdeş’in dünyanın ünlü mimarlarını tanıtan seçmeli dersi vardı. Gümüşsuyu’ndaki mühendislik fakültelerinden hocamızı izlemeye gelen öğrencilerle birlikte 109 No’lu Konferans Salonu -ayakta ya da basamaklara oturarak- tıklım tıklım dolduruyorduk. Dersi büyük bir hayranlıkla ve adeta nefesimiz tutarak izliyorduk. Demek istediğim, bu açıdan mimarlık mesleğinin gerçekten de egoyu besleyen bir yönü var. Oysa son derece yalın, ancak doğru planlanmış ve uygulanmış bir mimariyle de insanlara mutlu olacakları yaşam alanları inşa etmeniz mümkün (aslında ikonik yapılardan daha çok bunlara ihtiyaç var). Aynı şekilde iletişiminizde de her zaman yalın ve doğru bir dil kullanmanız ve bunu zaman zaman içinizdeki egolu mimara hatırlatmanız gerekiyor.   8- Bej Rengini Hayatınızdan Çıkarın GRiD by Spark Architects, Singapore. Jury Award Winner, 11th Annual A+Awards, Retail. Photographs by Fabian Ong. (bkz: https://architizer.com/projects/grid-2/) Bu radikal öneride bulunurken, Spark Architects tarafından tasarlanan, 11th Annual A+Awards/Alışveriş Merkesi Ödülü’nü kazanan Singapur’daki “GRiD” projesine yer vermişler. Kendimi dizginlemem mümkün değil diyenlerdenseniz, sıradan olandan vazgeçip cesaret isteyene geçmenin zamanı gelmiştir. Bej sadece bir renk olmakla kalmıyor, aynı zamanda yaratıcılık açısından uyku haline sokan güvenli tercihleri de simgeliyor. Bu nedenle bu yılkı hedeflerinizin arasında, bu uyuşukluktan kurtularak çalışmalarımıza yeni bir ivme kazandırmak yer alabilir demişler. En son ne zaman farklı bir renk kullanarak konfor alanınızdan dışarı çıktınız diye sorarken renk ile küçük rötuşların değil, bütün renk yelpazesinin kastedildiği belirtmişler.  Konunun, şehirlerin kırmızıya veya yeşile ya da lilaya boyanmasıyla değil, mekânların özgün tasarlanması ve insanların kalbine dokunabilmesiyle ilgili olduğunu; bu yıl bu konuda farklı çözümler denemenin ve tasarımlarınıza yenilikçi bir boyut katmanın tam zamanı olabileceğini; belki de bu dikkat çekici renklerle jüri üyelerini bundan sonraki ödüller konusunda ikna edebileceğinizi yazmışlar.   Öncelikle resimle yetinmemenizi ve verdiğim linkten projenin gün ışığında çekilmiş fotoğraflarına da bakmanızı tavsiye ederim. Renkli “kafes” gerçekten de çevre binalarının monoton bej tonuna hayat katmış. Ancak renk konusunda yine de çekimser davrananlardanım, özellikle de pastel bej tonlarını kullanmayı veya harmanlamayı seven birisi olarak. Bununla birlikte, doğru tezatlar oluşturulduğunda yuva veya okul ya da hastane gibi binalara canlı renklerin çok yakıştığını ve iç açtığını düşünüyorum.    Başarılarınızı Kutlayın Yukarıdaki 8 önerinin yanı sıra bu başlığa da yer verilmiş. Yeni yıl, çalışmalarınızı değerlendirmek ve geriye dönüp bakarak, neyi iyi yaptığınızı ya da neyi iyi yapamadığınızı anlama fırsatını sunuyor. Ancak en önemlisi başarılarınızı anında kutlamanız ve işleriniz yolunda gittiğinde ister bir hafta, bir gün veya bir saat olsun, yaptıklarınızı takdir etmek için kendinize zaman ayırmanızdır denilmiş. Hemen sıradaki işe girişmeyin ve kendinizin ile takımızın omuzunu sıvazlamayı unutmayın uyarısıyla da makale sonlandırılmış. Mutlaka ki yerinde bir öneri, ancak tanınmış mimarlık ofislerinde genelde çok sayıda ve eşzamanlı proje çalışması söz konusu olduğundan, “zaman” her daim peşinden koşulan bir kavram oluyor. Belki bunu genel olarak tüm mimarlık ve mühendislik ofisleri için söyleyebiliriz. Piyasadaki birçok yetenekli ama tanınmamış mimara pek fırsat verilmediği, bunun yerine projelerin hep aynı adreslerde toplandığı eleştirileri de sıkça dile getiriliyor. Star mimarlar ve ofisler her ülkede var, ancak onun dışında da işini iyi yapan mimarların proje alabilmesiyle yapılarda genel bir kalite ve estetik yakalamak mümkün oluyor. Bu eşit dağılım sağlanamadığında ise bir tarafta az sayıda ultra lüks bina adacıkları, diğer tarafta ise yaygın çarpık ve kalitesiz yapılaşma kaçınılmaz oluyor. O nedenle “iyi” mimarların yetişmesi yetmiyor, becerilerini gösterebilecekleri “doğru” çalışma ortamları da gerekiyor.  İyi mimarlar yetiştirme konusunda ufak bir katkı verebilmiş olmayı umuyorum. Yazıda bahsedilen ödülleri hak eden birçok genç yeteneğimiz olduğuna ise yürekten inanıyorum. Zuhal Nakay, Y. Mimar İTÜ/ETHZ   *Görsellerde özellikle orijinal altyazıyı kullandığımı belirtmek isterim. Bunun bir nedeni projeyle ilgili arama yapanlara kolaylık sağlamak, diğer nedeni de farklı ödüllerin orijinal adlarını verebilmektir. Eklediğim linkler üzerinden de söz konusu projeyle ilgili daha fazla bilgi edinmeniz mümkün.  İlgili kaynaklar: Makale ve görseller: Architizer - 8 Inspirational Resolutions for Architects in 2024 

2024 Yılında Mimarlar İçin 8 İlham Verici Öneri

Mesleğimizle ilgili olarak çokça karşılaştığımız bir başlık olduğundan, Architizer’in blog kategorisinde yayımlanan Samantha Frew imzalı makale ilk başta fazla ilgimi çekmedi. Ancak içeriğine kısaca bir göz atayım derken karşılaştığım proje çizimiyle adeta “büyülendim”.  Son zamanlarda gördüğüm en iyi ve “hassas” bilgisayar çizimi diye içimden geçirirken, ikinci beklenmedik bir sürprizle daha karşılaştım ve verilen bilgilerin gerçekten de ilham verici olduğuna karar vererek, özellikle de genç meslektaşlarımla paylaşmak istedim.

*Unsupervised: Refik Anadol by Refik Anadol Studio, Office Winner, A+Vision Awards 2023, Visualization, Ai Assisted Visualization. (bkz. https://winners.architizer.com/2023/Vision/visualization/ai-assisted-visualization/)

Alt başlıkta, bazıları bu önerileri sevebilir, bazıları nefret edebilir, bazıları uygulamak için haftalarını verebilir, bazıları da 7 Ocak itibarıyla unutabilir denilmiş. Bu açıdan en azından tarih itibarıyla son kategoride yer almayacağımız belli oldu diyebiliriz. Yazar, yeni yıla yönelik dileklerle ilgili 4.000 yıl öncesindeki Babil’e atıfta bulunurken, binlerce yıl sonra bile yeni yıl girmenin eski alışkanlıklardan vazgeçmek ve yeni başlangıçlarda bulunmak için iyi bir fırsat olduğunu belirtmiş. Bu nedenle Architizer’in aşağıda yer alan ve küçük değişimler içeren sekiz pratik önerisi, 2024 yılını daha iyi değerlendirmenin ve belki de daha iyi bir mimar olabilmenin yolunu açabilir diye de eklemiş.

 

1- Daha Çok Okuyun

Robarts Library Reading Room by Superkül, Toronto, Canada. Photograph by doublespace photography inc. Jury Award Winner, 11th Annual A+Awards, Institutional, Educational Interiors. (bkz. https://architizer.com/projects/robarts-library-reading-room/)

Konuyla ilgili olarak, Superkül ofisi tarafından tasarlanan ve kurumsal/eğitim iç mekânları kategorisinde, 11th Annual A+Awards/Jüri Özel Ödülü’nü alan “Robarts Library Reading Room” (Robarts Kütüphanesi Okuma Odası) projesine yer verilmiş.

Yaratıcılığınız bu kadar mı deyip, lütfen hemen sekmeyi kapatmayın. Daha çok okumayı önermemizin nedeni, birçok insanın buna niyetlenmesi ancak kimsenin yerine getiremiyor olmasındandır. Her gün Instagram ve TikTok’ta birçok altyazı okuyor olmak bu gerçeği değiştirmiyor, bu nedenle “2024 – Daha Çok Okuyun” son derece yerinde bir öneridir diye yazmışlar. Benim de öğrendiğime göre, internette “hap” şeklinde verilen yazıları okumak zihni tembelleştirerek makale veya kitap gibi uzun metinlere odaklanmayı zorlaştırıyor. Oysa bir konuyu derinlemesine öğrenmenin başka yolu yok. Ayrıca zaman ayırarak ve sindirerek okumanın halen en güzel dinlenme şekli olduğuna inanıyorum.

Neden bir kitap kulübü kurmuyor veya var olana üye olmuyorsunuz sorusu yöneltilirken, mimarlık kitaplarına ağırlık verebileceğiniz gibi arada teknoloji, tarih veya bilimkurgu konularını da tercih edebilirsiniz demişler. Bu açıdan YEM Kitapevi gerçekten de doğru adres olabilir. Yazıda kitap kulüplerindeki kurabiyelerin cazibesinden bahsedildiğinden, YEM'in Kadıköy mağazasında da çay ve kahve ikramı olduğunu hatırlatmak isterim.

 

2- Daha Çok Çizin

The Last Resort by Nikhita Sivakumar, Student Winner, A+Vision Awards 2023, Drawing, Hand Drawn Drawing. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/drawing/hand-drawn-drawing/)

Ve geldik başlıkta bahsettiğim o “büyüleyici” proje çizimine. Bilgisayarların bu kadar “hassas” çizmesine şaşırmıştım, ancak bunun neden böyle olduğunu öğrenince daha da şaşırdım; çünkü proje tümüyle el çizimi ve bana göre onu böylesi “sanatsal” kılan da bu yönü. İnsanın her bir kalp atışının, nefes alışının ince titreşimlerinin çizimlere yansıdığını ve onlara ayrı bir şiirsellik kattığını düşünenlerdenim. Mimar olmanın da halen o beceriye sahip olmayı gerektirdiğine inanıyorum.

Nikhita Sivakumar tarafından çizilen “The Last Resort” (Son Sığınak) projesi, çizim/el çizimi kategorisinde, A+Vision Awards 2023/Öğrenci Birincilik Ödülü’nü kazanmış. Bu gibi çizimler tabii ki çok büyük bir el emeği ve sabır gerektiriyor. Makalede, el çiziminin bir beceri olduğu, bazılarının buna doğuştan yatkınlık gösterirken diğerlerinin daha çok pratik yapması gerektiği belirtilmiş. Bu nedenle çizimlerinizi iyileştirmek, gölgelendirmelerinizi keskinleştirmek ve taramalarınızı geliştirmek istiyorsanız, yıl sonuna kadar bir eskiz defterini spontane mimari karamalarınız, düşünceleriniz ve gözlemlerinizle doldurun diye tavsiye edilmiş.

Eğer eskiz defterini her yere yanınızda taşımak zor geliyorsa, geleneksel kâğıt yerine karamalarınız için peçete, duvar veya muz kabuğu gibi özgün araçlar da kullanabilirsiniz, böylece yıl boyunca gösterdiğiniz gelişmeyi belgeleyen değerli bir “çöp” biriktirmiş olursunuz. Bu sizi büyük bir ihtimalle yeni bir Le Corbusier yapmayacaktır, ancak her ikisi de el çizimi becerilerinizi geliştirmek için harika bir yöntemdir demişler.

Kendi deneyimlerimden yola çıkacak olursam: Açık havada kara kalem çizimler, ister bina ister doğa olsun, özellikle perspektif ve ölçek algısını çok güçlendiriyor ve ileride yoğun iş ve yetişkin yaşamınızda bunlara zaman ayıramadığınızda, çok değerli birer hatıra olarak duvarlarınız süsleyebiliyor. Hemen de sanat eseri ortaya çıkarmaya çalışmayın, en yalın haliyle çizdikçe elinizle birlikte çizim hızınızın da tahmininizden çok daha hızlı geliştiğini göreceksiniz. Günümüzde bilgisayarla çizmeye devam ediyor olsanız da, el çizimleriyle güçlenen mekân algınızın projelerin tasarım aşamasına büyük katkısı olacaktır.

 

3- Daha Çok Gezip Görün

Francisco Tirado – Cobe Architects, Studio Winner, A+Vision Awards 2023, Best Of The Year, Architectural Photographer Of The Year. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/best-of-the-year-2/architectural-photographer-of-the-year/)

Daha çok gezip görün önerisi altında, A+Vision Awards 2023/Yılın Mimarlık Fotoğrafçısı Ödülü’nü kazanan Cobe Architects ofisinden Francisco Tirado’nun Danimarka’nın hızlı değişen hava koşullarında çektiği fotoğrafı kullanmışlar. Yazıda doğru olarak belirtildiği gibi, daha çok gezip görmek her zaman daha çok para harcamak veya daha çok geziye çıkmak anlamına gelmiyor. Gezip görmek, yakın çevrenizi daha iyi algılamak, yaşadığınız şehri turist gibi keşfetmek anlamına da gelebiliyor.

Devamında ise, yürüyüşe çıkın ve çevrenizdeki mimarlığın tarihini keşfedin, hatta bir adım ileri gidip henüz görmediğiniz veya bir daha görmek istediğiniz binaların listesini ve rotasını oluşturun. Bunu yaparken, her hafta size ilham veren en az bir binanın, malzemenin veya mimari detayın fotoğrafını çekerek fotoğrafçılık yeteneklerinizi geliştirin. Böyle yaparak sonunda 52 adet fotoğrafla 2024 yılının zaman çizelgesini oluşturabilir ve belki de Architizer 2024 A+Awards ödüllerinden birini kazanabilirsiniz demişler.

Neden olmasın, hele ki İstanbul gibi keşfetmekle bitmeyen bir dünya metropolü söz konusuysa?

 

4- İlham Alın

İlham verici yeni kaynaklar bulmak, yıl boyunca sürdürülmesi gereken bir çabadır. Bu nedenle size böylesi yaratıcı bir ivme kazandıracak bir karar almanın sırası gelmiş olabilir diye yazmışlar. Önümüzdeki yılın her bir ayı için bir ülke seçin ve bu ülkeyle ilgili mimarlık mirasını, en tanınmış stillerini veya en ünlü mimarlarını öğrenmeyi kendinize vazife edinin diye önerirken, yıllık olarak yayımlanan Architizer: The World’s Best Architecture mimarlık rehberini de tavsiye etmişler. Bu rehberi okuyarak, 2024 yılının sonunda global mimarlık dağarcığınızın her mimarlık ofisiyle yarışacak duruma geldiğini görebilir ve projelerinizin ne kadar geliştiğine şaşırabilirsiniz demişler. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışılabilir, ancak yıllık mimarlık rehberinin çok ilginç projeler içerdiği kesin.

Eğer uluslararası mimarlık dağarcığı gözünüze fazla kapsamlı ve büyük geliyorsa, alfabetik sırayı takip ederek atriyum ve balkonlardan başlayarak kirişler ve sütunlar vb. ile de devam edebilirsiniz. Bu tasarım ufkunuzu genişletecek daha kolay ve basit bir yöntem olabilir, ayrıca konuları istediğiniz kadar geniş veya derin tutma imkânı da sağlayabilir demişler. 

Kendi adıma, özellikle Linkedin ve Instagram gibi platformlarda hem yerel hem de uluslararası alandaki zengin mimarlık yayınları yelpazesinden fazlasıyla yararlanıyorum. Birçok tanınmış mimarlık ofisinin güncel çalışmalarını da bu yolla takip etmeniz mümkün. Gerçekten de son derece ilham verici projelerle karşılaşıyorsunuz.

 

5- Daha Yeşil/Çevreci Tasarlayın

Eucalyptus Society Garden by SWA GROUP/Los Angeles, Guangzhou, China. Popular Choice Winner, 11th Annual A+Awards, Public Parks & Green Spaces. (bkz: https://architizer.com/projects/eucalyptus-society-garden/)

Bu başlık altında, SWA GROUP/Los Angeles tarafından tasarlanan, halka açık parkalar ve yeşil alanlar kategorisinde, 11th Annual A+Awards/En Çok İlgi Gören Proje Ödülü’nü kazanan Çin, Guangzhou’daki “Eucalyptus Society Garden” (Okaliptüs Derneği Bahçesi) projesine yer vermişler. Yine son derece etkileyici ve yakından incelenmeye değer bir proje.

Artan çevre ve israf bilincinin yanı sıra akıllı tasarımlarla gezegenimizi ve üzerindeki canlıları korumak adına daha yeşil/çevreci projeler tasarlamanın, 2024 yılı itibarıyla genelde tüm mimarların hedefleri arasında yer aldığı belirtiliyor. Bunun nasıl olacağı sorusunun cevabı olarak da her projede en az bir adet sürdürebilir tasarım elemanına yer verilmesi öneriliyor. Bunun için geri dönüştürülmüş malzemeden olduğu kadar yenilikçi enerji tasarruflu ürünlerden de yararlanabilirsiniz deniliyor. Buradaki püf noktası, asıl teklifinizin üzerine ve onun ötesine bir teklifte bulunmanızdır, bu şekilde etkinizi artırabilirsiniz; önce bir öneride bulunun ve duruma göre devamını getirin diye tavsiye ediliyor.

Eğer para cezası olmadan değişemeyenlerdenseniz, kullandığınız her sürdürülür olmayan malzeme için sembolik bir miktar para cezası uygulayın kendinize. Bu seçimleriniz hakkında kendinizi sorumlu tutmanın en iyi yoludur, ayrıca yılın sonunda biriken parayla anlamlı bir bağış yapma imkânınız da olur diye esprili bir öneride de bulunmuşlar.

Gerçeklere dönecek olursak, mimarların bağlı kalmak zorunda olduğu bir bütçe var. Buna karşın çevre dostu sürdürülebilir birçok malzeme veya ürün yüksek fiyatlı olabiliyor. Uzun vadede sürdürülebilirlik açısından getirisi olsa da, işveren veya proje sahibini daha pahalı bir çözüme ikna etmek kolay değil. Bu nedenle ancak yönetmeliklerle yasal olarak zorunlu kılınan, doğru şekilde denetlenen ve devlet teşvikiyle desteklenen bir yaklaşım gerçekçi, kapsayıcı ve kalıcı olabilir.

 

6- Geleceğe Hazır Olun

Silk & Stone by Mohammad Qasim Iqbal. Student Winner, A+Vision Awards 2023, Visualization, Ai Assisted Visualization. (bkz: https://winners.architizer.com/2023/Vision/visualization/ai-assisted-visualization/)

Söz konusu gelecek olunca, doğal olarak hemen yapay zekâ devreye giriyor ve mimarlıkla ilgili en güzel örnekleri de sanal gerçeklik çalışmaları sunuyor. Bunlardan bir tanesi yapay zekâ destekli görselleştirme kategorisinde, A+Vision Awards 2023/Öğrenci Birincilik Ödülü’nü kazanan Muhammed Kasım İkbal’in “Silk & Stone” (İpek ve Taş) adlı tasarımı. El çizimi projeden sonra beni “büyüleyen” ikinci proje de bu oldu. Kapak resminde kullandığım Refik Anadol’un “Unsupervised” adlı çalışması da aynı kategoride Ofis Birinciliği Ödülü’nü kazanmış. Makalede yer almasa da, burada yer vererek tanıtmak istedim.  Altyazıda verdiğim link üzerinden, ödüller sayfasında yan yana yer alan bu iki tasarım ile ilgili daha detaylı bilgi edinmeniz mümkün.

Makalede, geleceğin yadsınamaz şekilde gerçekleştiğini ve onunla birlikte hayatımıza giren yapay zekâ ve sanal gerçeklik benzeri tüm kavramların da kalıcı olduğunu; bu nedenle, bu yıl için belirleyeceğimiz hedeflerin tanık olduğumuz olağanüstü değişikliklere hazırlanmamıza ve ön saflarda yer almamıza yardımcı olabileceğini belirtmişler.

İlk adımı sanal gerçeklikle atabilirsiniz. Sanal gerçeklikle ister müşteri sunumları hazırlayın ister sanal inşaatı keşfedin, ancak ne olursa olsun artık iki boyutlu düzlemde çalışmaktan vazgeçerek sanal dünyaya dahil olun. Modellerinizi hazırlarken sadece eğlenmekle kalmayacaksınız, alan planlamasının anlaşılmasını bu denli kolaylaştırdığınız için müşterileriniz size teşekkür edecektir diye yazmışlar.

Ya da yapay zekâ konusunda kendinizi geliştirebilir, yapay zekânın ne olduğunu ve mimar olarak size nasıl yardımcı olabileceğini öğrenebilir ve bununla ilgili olarak farklı kaynaklardan (örn. Podcasts Practice of Architecture/Evelyn Lee, ChatGPT for Architects Masterclass/Nicita Morell) yararlanabilirsiniz demişler.

 “İpek ve Taş” adlı sanal gerçeklik tasarımına geri dönecek olursak, İstanbul gibi birbirinden değerli tarihi mekânlar barındıran bir kentin olağanüstü güzel bir fon oluşturduğunu ve bu konuda muhteşem çalışmalara eşlik edebileceğini düşünüyorum.

 

7- Daha Alçak Gönüllü Olun

Kaynak: turkiyemimarisi, İTÜ Mimarlık Fakültesi (Taşkışla)109 No’lu Konferans Salonu (70’ler).

Bu bölüm ilginç bir saptamayla başlıyor: Mimarlar ve tasarımcılara sıklıkla sektörlerinin karmaşık, ayrıcalıklı ve erişilmez olduğu söylenir. Bazı durumlar için bu geçerli bir eleştiridir.  O açıdan bu yıl bazı şeyleri daha basite indirgemek için iyi bir fırsat olabilir. Uzayan diyaloglar ve mimari jargon yerine kendinizi doğrudan ve net bir şekilde ifade etmeyi öğrenin. Günün sonunda, insanların ne dediğinizi gerçekten de anladığında işinizin de geliştiğini görebilirsiniz diye yazmışlar.

Devamında ise bu yorum yer alıyor: Ancak bu konuda herhangi bir sorun yaşamıyorsanız, hırslı fikirlerinizi dizginlemeye ne dersiniz? Çoğu zaman sınırları aşmaya meyilliyizdir. Dürüst olmak gerekirse, bu işin eğlencesinin bir parçasıdır da. Camdan sütunların ve altın kirişlerin de zamanı ve yeri vardır. Ancak bu konuda gereksiz hırs yapan mimarlardan biri olduğunuza karar verirseniz, bu yıl kendinizi dizginlemeye ve kimsenin istemediği misafir banyosunun üç kat yüksekliğindeki tavanlarının gerekliliğini tartışmak yerine, değerli zamanınızı kendinize ayırmaya ne dersiniz?

Doğrusu, ilginç bir soru.

Biraz farklı ifade edilmiş, ancak mimarların egosuna gönderme yapılmış gibi. 80’li yılların başlarındaki öğrencilik yıllarımızda, Cuma günleri en son ders saatinde, merhum hocamız Prof. Gündüz Özdeş’in dünyanın ünlü mimarlarını tanıtan seçmeli dersi vardı. Gümüşsuyu’ndaki mühendislik fakültelerinden hocamızı izlemeye gelen öğrencilerle birlikte 109 No’lu Konferans Salonu -ayakta ya da basamaklara oturarak- tıklım tıklım dolduruyorduk. Dersi büyük bir hayranlıkla ve adeta nefesimiz tutarak izliyorduk. Demek istediğim, bu açıdan mimarlık mesleğinin gerçekten de egoyu besleyen bir yönü var. Oysa son derece yalın, ancak doğru planlanmış ve uygulanmış bir mimariyle de insanlara mutlu olacakları yaşam alanları inşa etmeniz mümkün (aslında ikonik yapılardan daha çok bunlara ihtiyaç var). Aynı şekilde iletişiminizde de her zaman yalın ve doğru bir dil kullanmanız ve bunu zaman zaman içinizdeki egolu mimara hatırlatmanız gerekiyor.

 

8- Bej Rengini Hayatınızdan Çıkarın

GRiD by Spark Architects, Singapore. Jury Award Winner, 11th Annual A+Awards, Retail. Photographs by Fabian Ong. (bkz: https://architizer.com/projects/grid-2/)

Bu radikal öneride bulunurken, Spark Architects tarafından tasarlanan, 11th Annual A+Awards/Alışveriş Merkesi Ödülü’nü kazanan Singapur’daki “GRiD” projesine yer vermişler. Kendimi dizginlemem mümkün değil diyenlerdenseniz, sıradan olandan vazgeçip cesaret isteyene geçmenin zamanı gelmiştir. Bej sadece bir renk olmakla kalmıyor, aynı zamanda yaratıcılık açısından uyku haline sokan güvenli tercihleri de simgeliyor. Bu nedenle bu yılkı hedeflerinizin arasında, bu uyuşukluktan kurtularak çalışmalarımıza yeni bir ivme kazandırmak yer alabilir demişler.

En son ne zaman farklı bir renk kullanarak konfor alanınızdan dışarı çıktınız diye sorarken renk ile küçük rötuşların değil, bütün renk yelpazesinin kastedildiği belirtmişler.  Konunun, şehirlerin kırmızıya veya yeşile ya da lilaya boyanmasıyla değil, mekânların özgün tasarlanması ve insanların kalbine dokunabilmesiyle ilgili olduğunu; bu yıl bu konuda farklı çözümler denemenin ve tasarımlarınıza yenilikçi bir boyut katmanın tam zamanı olabileceğini; belki de bu dikkat çekici renklerle jüri üyelerini bundan sonraki ödüller konusunda ikna edebileceğinizi yazmışlar.  

Öncelikle resimle yetinmemenizi ve verdiğim linkten projenin gün ışığında çekilmiş fotoğraflarına da bakmanızı tavsiye ederim. Renkli “kafes” gerçekten de çevre binalarının monoton bej tonuna hayat katmış. Ancak renk konusunda yine de çekimser davrananlardanım, özellikle de pastel bej tonlarını kullanmayı veya harmanlamayı seven birisi olarak. Bununla birlikte, doğru tezatlar oluşturulduğunda yuva veya okul ya da hastane gibi binalara canlı renklerin çok yakıştığını ve iç açtığını düşünüyorum. 

 

Başarılarınızı Kutlayın

Yukarıdaki 8 önerinin yanı sıra bu başlığa da yer verilmiş. Yeni yıl, çalışmalarınızı değerlendirmek ve geriye dönüp bakarak, neyi iyi yaptığınızı ya da neyi iyi yapamadığınızı anlama fırsatını sunuyor. Ancak en önemlisi başarılarınızı anında kutlamanız ve işleriniz yolunda gittiğinde ister bir hafta, bir gün veya bir saat olsun, yaptıklarınızı takdir etmek için kendinize zaman ayırmanızdır denilmiş. Hemen sıradaki işe girişmeyin ve kendinizin ile takımızın omuzunu sıvazlamayı unutmayın uyarısıyla da makale sonlandırılmış.

Mutlaka ki yerinde bir öneri, ancak tanınmış mimarlık ofislerinde genelde çok sayıda ve eşzamanlı proje çalışması söz konusu olduğundan, “zaman” her daim peşinden koşulan bir kavram oluyor. Belki bunu genel olarak tüm mimarlık ve mühendislik ofisleri için söyleyebiliriz. Piyasadaki birçok yetenekli ama tanınmamış mimara pek fırsat verilmediği, bunun yerine projelerin hep aynı adreslerde toplandığı eleştirileri de sıkça dile getiriliyor. Star mimarlar ve ofisler her ülkede var, ancak onun dışında da işini iyi yapan mimarların proje alabilmesiyle yapılarda genel bir kalite ve estetik yakalamak mümkün oluyor. Bu eşit dağılım sağlanamadığında ise bir tarafta az sayıda ultra lüks bina adacıkları, diğer tarafta ise yaygın çarpık ve kalitesiz yapılaşma kaçınılmaz oluyor.

O nedenle “iyi” mimarların yetişmesi yetmiyor, becerilerini gösterebilecekleri “doğru” çalışma ortamları da gerekiyor.  İyi mimarlar yetiştirme konusunda ufak bir katkı verebilmiş olmayı umuyorum. Yazıda bahsedilen ödülleri hak eden birçok genç yeteneğimiz olduğuna ise yürekten inanıyorum.

Zuhal Nakay, Y. Mimar İTÜ/ETHZ

 

*Görsellerde özellikle orijinal altyazıyı kullandığımı belirtmek isterim. Bunun bir nedeni projeyle ilgili arama yapanlara kolaylık sağlamak, diğer nedeni de farklı ödüllerin orijinal adlarını verebilmektir. Eklediğim linkler üzerinden de söz konusu projeyle ilgili daha fazla bilgi edinmeniz mümkün. 

İlgili kaynaklar:

Makale ve görseller: Architizer - 8 Inspirational Resolutions for Architects in 2024 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.