Akıllı binalarla akıllı bir dünya oluşturmak

Akıllı Bina (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 1718+ kez okundu.
 

Akıllı binalarla akıllı bir dünya oluşturmak

Binalar, her zaman için başımızın üzerindeki bir çatıdan çok daha fazlasını ifade etmiştir. Son yüzyılda, çelik kuleler daha yükseklere çıkarken, evler arazilere daha fazla yayılırken, binalarımız da modernliğin ve ilerlemenin simgeleri haline dönüştü. Maalesef günümüz ofisleri, fabrikaları, mağazaları ve evleri israfın ve kirliliğin simgesini oluşturuyor. ABD'de tüketilen elektrik enerjisinin %70'i binalar tarafından harcanırken, bu oranın %50'si israf ediliyor. Geceleri boş ofislerin lambaları yanıyor, klimalar çalışıyor, çim fıskiyeleri sağanak yağmur altında bile çalışmaya devam ediyor. Ticari binalar, gelen suyun %50'ye varan kısmını kaybediyor. 2025 yılına kadar binalar, dünyanın en büyük enerji tüketicileri ve sera gazı üreticileri haline gelecek. Ancak akıllı dünyada binaları farklı bir şekilde değerlendirebiliriz; evleri sadece yaşam alanları olarak değil yaşayan sistemler olarak, ofisleri sadece iş yapılan statik yapılar olarak değil dünyanın iş yapış şekillerinin bir dışavurumu olarak görebiliriz. Akıllı bir binada sistemler ayrı ayrı değil, birbirleriyle bağlantılı olarak yönetilir. Binlerce sensör, hareket ve sıcaklıktan nem oranına, yoğunlaşmaya, kullanım durumuna ve ışık koşullarına kadar her şeyi izleyebilir. Bina sadece doğa ile birlikte varlığını sürdürmez, aynı zamanda doğayı yönetir. Akıllı binalar, enerji tüketimini ve karbondioksit emisyonlarını %50 ile %70 arasında azaltabilir ve su kullanımında %30 ile %50 tasarruf sağlayabilir. Bugün ağırlıklı olarak akıllı evlere odaklanılmasına karşın, önemli ilerlemeler dünyanın her yanındaki ticari binalarda gerçekleştiriliyor. Shanghai'da bulunan St. Regis Oteli buna iyi bir örnek teşkil ediyor. Enerji maliyetini gelir oranının %5'in altına düşürerek (diğer beş yıldızlı oteller için bu oran %8'dir) 12 altsistemi tek bir sistemle bütünleştirip akıllı bir bina oluşturdu. İsviçre'de bulunan GIB-Services, veri merkezinden elde edilen fazla ısı bölgedeki halka açık bir yüzme havuzunun ısıtılmasını sağlıyor. Kanada'da bulunan bir madencilik şirketi, soğuk Kanada kışlarında depolarını ısıtmak için veri merkezindeki fazla ısıyı kullanıyor. IBM'in Boulder, Colorado'da bulunan yeşil veri merkezi, yüksek düzeyde enerji tüketen klima sistemi dışarıdaki havadan soğutma yapan ve yılın %75'inde kullanılabilen gelişmiş bir sistemle değiştirilerek yıllık enerji tasarrufuna %50'ye ulaşan oranda katkı sağlıyor. İnşaatına bu yıl başlanacak olan Delhi, Hindistan’daki GreenSpaces ofis kompleksini inceleyerek akıllı yaklaşım ile nelerin mümkün olabileceğine ilişkin bir fikir edinmek mümkün. %100 atık su geri kazanma, tüm sistemlerin teknolojik aygıtlarla donatılması ve birbirine bağlı hale getirilmesi, elektrikli otomobiller için şarj noktaları ve havalandırmalı koltuklar gibi inovasyonlarla dünyanın en çevreci ve enerji verimi en yüksek ticari binası olması hedefleniyor. Hatta kendi oksijenini "yetiştirmesi" ve kapalı ortamdaki bitkilerin stratejik olarak konumlandırılmasıyla havadaki zararlı maddelerin giderilmesi planlanıyor; bu sadece doğaya yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda çalışanların düşünmesine ve daha verimli olmasına da yardımcı oluyor. Bir süre önce inşa edilen prototip, Hint hükümeti tarafından Delhi'nin en sağlıklı binası seçildi. 20. yüzyılda, binalarımız çelikle doldurulduğunda neler inşa edilebileceğine şaşırıyorduk. 21. yüzyılda, binalarımızı zekayla doldurken hangi zirvelere ulaşabileceğimizi ve hangi kısa yolları kullanabileceğimizi birlikte göreceğiz. Haydi akıllı bir dünya oluşturalım. AKILLI BİNAM
Binalar, her zaman için başımızın üzerindeki bir çatıdan çok daha fazlasını ifade etmiştir. Son yüzyılda, çelik kuleler daha yükseklere çıkarken, evler arazilere daha fazla yayılırken, binalarımız da modernliğin ve ilerlemenin simgeleri haline dönüştü. Maalesef günümüz ofisleri, fabrikaları, mağazaları ve evleri israfın ve kirliliğin simgesini oluşturuyor. ABD'de tüketilen elektrik enerjisinin %70'i binalar tarafından harcanırken, bu oranın %50'si israf ediliyor. Geceleri boş ofislerin lambaları yanıyor, klimalar çalışıyor, çim fıskiyeleri sağanak yağmur altında bile çalışmaya devam ediyor. Ticari binalar, gelen suyun %50'ye varan kısmını kaybediyor. 2025 yılına kadar binalar, dünyanın en büyük enerji tüketicileri ve sera gazı üreticileri haline gelecek. Ancak akıllı dünyada binaları farklı bir şekilde değerlendirebiliriz; evleri sadece yaşam alanları olarak değil yaşayan sistemler olarak, ofisleri sadece iş yapılan statik yapılar olarak değil dünyanın iş yapış şekillerinin bir dışavurumu olarak görebiliriz. Akıllı bir binada sistemler ayrı ayrı değil, birbirleriyle bağlantılı olarak yönetilir. Binlerce sensör, hareket ve sıcaklıktan nem oranına, yoğunlaşmaya, kullanım durumuna ve ışık koşullarına kadar her şeyi izleyebilir. Bina sadece doğa ile birlikte varlığını sürdürmez, aynı zamanda doğayı yönetir. Akıllı binalar, enerji tüketimini ve karbondioksit emisyonlarını %50 ile %70 arasında azaltabilir ve su kullanımında %30 ile %50 tasarruf sağlayabilir. Bugün ağırlıklı olarak akıllı evlere odaklanılmasına karşın, önemli ilerlemeler dünyanın her yanındaki ticari binalarda gerçekleştiriliyor. Shanghai'da bulunan St. Regis Oteli buna iyi bir örnek teşkil ediyor. Enerji maliyetini gelir oranının %5'in altına düşürerek (diğer beş yıldızlı oteller için bu oran %8'dir) 12 altsistemi tek bir sistemle bütünleştirip akıllı bir bina oluşturdu. İsviçre'de bulunan GIB-Services, veri merkezinden elde edilen fazla ısı bölgedeki halka açık bir yüzme havuzunun ısıtılmasını sağlıyor. Kanada'da bulunan bir madencilik şirketi, soğuk Kanada kışlarında depolarını ısıtmak için veri merkezindeki fazla ısıyı kullanıyor. IBM'in Boulder, Colorado'da bulunan yeşil veri merkezi, yüksek düzeyde enerji tüketen klima sistemi dışarıdaki havadan soğutma yapan ve yılın %75'inde kullanılabilen gelişmiş bir sistemle değiştirilerek yıllık enerji tasarrufuna %50'ye ulaşan oranda katkı sağlıyor. İnşaatına bu yıl başlanacak olan Delhi, Hindistan’daki GreenSpaces ofis kompleksini inceleyerek akıllı yaklaşım ile nelerin mümkün olabileceğine ilişkin bir fikir edinmek mümkün. %100 atık su geri kazanma, tüm sistemlerin teknolojik aygıtlarla donatılması ve birbirine bağlı hale getirilmesi, elektrikli otomobiller için şarj noktaları ve havalandırmalı koltuklar gibi inovasyonlarla dünyanın en çevreci ve enerji verimi en yüksek ticari binası olması hedefleniyor. Hatta kendi oksijenini "yetiştirmesi" ve kapalı ortamdaki bitkilerin stratejik olarak konumlandırılmasıyla havadaki zararlı maddelerin giderilmesi planlanıyor; bu sadece doğaya yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda çalışanların düşünmesine ve daha verimli olmasına da yardımcı oluyor. Bir süre önce inşa edilen prototip, Hint hükümeti tarafından Delhi'nin en sağlıklı binası seçildi. 20. yüzyılda, binalarımız çelikle doldurulduğunda neler inşa edilebileceğine şaşırıyorduk. 21. yüzyılda, binalarımızı zekayla doldurken hangi zirvelere ulaşabileceğimizi ve hangi kısa yolları kullanabileceğimizi birlikte göreceğiz. Haydi akıllı bir dünya oluşturalım. AKILLI BİNAM
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.